İletişim
0530 785 5206
Demans denildiğinde çoğu kişinin aklına ilk gelen şey, unutkanlıktır. Ancak beynin zamanla işlevini yitirmesiyle ilgili bu süreç, çoğu zaman göz ardı edilen başka etkenlerle de bağlantılıdır. Son yıllarda yapılan araştırmalar, işitme kaybının demans gelişimiyle güçlü bir bağa sahip olabileceğini gösteriyor. Peki bu gerçekten mümkün mü? Kulaktaki bir sorun, beyne nasıl etki eder?
İşitme kaybı, özellikle yaşla birlikte artan yaygın bir sağlık sorunudur. Ancak burada önemli bir detay var: İşitme kaybı sadece sesleri duymayı engellemez, aynı zamanda beynin sesleri yorumlama becerisini de zayıflatır. Bu da bilişsel yükü artırır. Beyin, eksik gelen sesleri “tamamlamaya” çalışırken enerjisinin önemli bir kısmını bu sürece harcar.
Sonuç? Zamanla dikkat, hafıza ve karar verme gibi bilişsel işlevlerde gerileme başlayabilir.
Harvard, Johns Hopkins ve WHO gibi saygın kurumlar tarafından yapılan araştırmalara göre:
Bu istatistikler, işitme kaybının sadece sosyal bir problem değil, nörolojik bir tehdit olabileceğini gösteriyor.
İşitme kaybı fark edildiği anda harekete geçmek, demans riskini azaltabilir.
İşitme cihazı kullanımı, sadece duymayı değil, aynı zamanda beynin sesleri yeniden “algılamasını” sağlar. Bu da bilişsel süreçleri uyarır ve aktif tutar.
Yapılan bir araştırmada, işitme cihazı kullanan bireylerin bilişsel gerileme hızının yavaşladığı ve sosyal yaşam kalitelerinin arttığı tespit edilmiştir.
Demans, sessizce ilerleyen bir hastalıktır; işitme kaybı da öyle. Ancak bu iki sessiz tehdit birleştiğinde, daha hızlı ve yıkıcı sonuçlar doğurabilir. Kulaklarımız sadece sesleri değil, aynı zamanda hayatla olan bağlantımızı da taşır. Bu bağlantıyı erken yaşta korumak, gelecekte zihinsel sağlığımızı da koruyabilir.